Beyşehir Gölü’nde balık dönemi 15 Haziran’da başlamıştı.
Türkiye’nin kıymetli tatlı su balığı üretim merkezlerinden olan Konya ve Isparta vilayetleri hudutları içerisinde yer alan Beyşehir Gölü’nde balık dönemi devam ediyor.
Gölün tatlı sularına ağlarını sermeye başlayan avcılar, aile bütçelerine katkıda bulunmaya çalışıyor.
Güneşin battığı küme vaktinde açıklarda ağlarını tatlı sulara sermeye başlayan balıkçılar, sonraki gün sabahın erken saatinde ağ gözlerine takılan balıkları toplayıp kıyıdaki limanlara getiriyor.
“Motorlu tekne sesleri tekrar duyulmaya başlandı”
İHA’nın haberine nazaran, Beyşehir Su Eserleri Kooperatifi Lideri Hasan Kurt, Beyşehir Gölü’nde başlayan yeni av döneminin akabinde motorlu tekne seslerinin tekrar duyulmaya başladığını söyledi.
“Ruhsatlı 467 balıkçı teknesi var”
Beyşehir Gölü’nde hala ruhsatlı 467 balıkçı teknesi bulunduğunu hatırlatan Kurt, bunlardan 250 ila 300 ortasında teknenin ise faal olarak avlanmaya çıktığını belirterek, “Bu ruhsatlı tekne sahiplerinden yaş itibariyle yaşı ilerleyen, ekonomik durumu âlâ olup da ek iş yaptığı için avlanmaya gidenler de var.” dedi.
“Beyşehir Gölü balığı bir marka”
Türkiye’nin en büyük tatlı su gölü olan Beyşehir Gölü’nün doğallığının gölden avlanan bu tiplere başka bir lezzet kattığını ve kaliteli bir tatlı su balığı haline geldiğini artık bilmeyen kimsenin kalmadığını anlatan Kurt, “Beyşehir Gölü balığı kendine has bir markadır. O yüzden Türkiye’nin her yerinde aranan bir balıktır. Bilhassa sudak ve tatlı su levreğimiz ise işlenerek gönderildiği yurtdışında da çok tercih edilmektedir. Beyşehir Gölü’nde sudak ve sazan balığı dışında Kadife sazanı ve Çin sazanı da çıkmaktadır.” dedi.
“Restoranların menülerinde tercih ediliyor”
Beyşehirli balık satıcısı Abdullah Kurt da yeni av döneminin başlamasıyla birlikte satış noktalarına gelen tatlı su balıklarının ağır ilgi gördüğünü belirterek, iç piyasada satışa sunulan balıklara vatandaşların sofralarında yer vermeye başladığını, restoranların menülerinde de çok tercih edildiğini söyledi.
“Balık az çıktığı için balık fiyatları biraz pahalı”
Yeni av döneminin başlamasıyla birlikte tatlı su balığı fiyatlarının vatandaşlar tarafından değerli görülebileceğini lakin deniz eserlerine nazaran tatlı su eserlerinin fiyatının daha uygun olduğuna dikkati çeken Kurt, “Şu anda balık az çıktığı için balık fiyatları biraz değerli. Lakin her şey kıymetlendi. Hayat kaideleri da değerli. Bunda artan akaryakıt ve av materyali girdilerinin de rolü büyük.
Sazanın kilosu 40-50 lira
Sazanın kilosunu hala 40-50 lira ortasında satıyoruz, levrek balığı bu yıl gölümüzde ender çıkıyor, kilosunu 55-60 lira ortasında veriyoruz. Kadife balığı var kilosu 15-20 lira ortasında değişiyor. Onun da perakende satışını yapıyoruz. Tatlı su balıkları deniz eserlerine nazaran daha ucuz diyebiliriz. Aslında deniz eserleri av dönemi kapalı olduğu için istavrit ve hamsi üzere cinsler yok. Onun yerine çiftliklerde yetiştirilen besi balıkları var; bunlar da alabalık, çupra ve levrek. Ve yurtdışına ihraç edildikleri için de Türkiye’de fiyatları hala kıymetli.
Alabalık 60-65 lira civarında
Yani levrek çupranın kilosu şu anda 100 lira civarında, alabalık 60-65 lira civarında olduğu için göl balığına nazaran daha değerli durumda.” diye konuştu.
“Pullu sazan balığı azaldı”
Kurt, bu yıl yeni av döneminin başlamasıyla birinci günlerde ağır olarak avlanan Kadife balığının satış noktalarına ulaştırıldığını belirterek, “Pullu sazan balığımız da uygun idi lakin daha sonraki günlerde avı azalmaya başladı. Uzun yıllardır yeni av dönemin başlangıcında bu sorunu yaşıyoruz. Av dönemin başlangıcında balık oluyor lakin sonrasında kesiyor. 7-8 yıldır bu türlü bir görüntüyü yaşıyoruz gölde.” sözlerine yer verdi.
